Ana Sayfa İletişim
Kullanıcı Girişi
Sakarya Hava Durumu

SAKARYA

Faydalı Linkler
















AYDINLAR OCAKLARI 32. BÜYÜK ŞURASI SONUÇ BİLDİRİSİ


Aydınlar Ocakları 32. Büyük Şurası 22–23–24 Mayıs 2009 tarihlerinde Isparta Aydınlar Ocağımızın ev sahipliğinde 32 Ocağımızın katılımı ile gerçekleştirilmiştir.  
32. Büyük Şuramız; küresel ekonomik krizin etkilerinin dünyada ve yurdumuzda devam ettiği, çok sayıda iş yerinin kapatılıp işsizliğin hızla arttığı, büyüme hedeflerinin küçüldüğü, ülkemizin toprak bütünlüğü, üniter yapısı ve devlet şeklinin tartışıldığı, milli hassasiyetleri yüksek kişi ve kurumların susturulmaya ve yıpratılmaya çalışıldığı, dış politikada milli çıkarları tehlikeye sokacak hatalı açılımlara ve girişimlere hazırlanıldığı karmaşık bir dönemde gerçekleştirilmiştir.
Kurulduğu günden bu güne kadar yurt ve dünya meselelerini, aklın ve bilimin ışığında objektif bir yaklaşımla değerlendiren ve Türk milletinin menfaatlerini, her türlü endişenin üstünde tutan, milli ve manevi değerlerinin koruyucusu, Türk milleti ve devletinin haklarının ve hukukunun savunucusu olma özelliğini koruyan Aydınlar Ocağı, ülkemizin ve devletimizin şu anda karşı karşıya bulunduğu gelişmelerden büyük rahatsızlık, endişe ve üzüntü duymaktadır.
Büyük Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının, Türk milleti ile birlikte Milli Kurtuluş Mücadelesi’ni başlattıkları 19 Mayıs 1919 tarihinin 90. yıldönümünü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 85. yıldönümünü geride bıraktık. Bu mücadele, o dönemin en büyük emperyalist güçlerinin milli varlığımıza yönelik Sevr dayatmasının şartlarını ortadan kaldırmak, tam bağımsız ve milli egemenlik haklarına sahip, üniter yapıda bir milli devlet kurmak için yapıldı.
Gerçekten de, zor ve çetin geçen, fakat sonunda başarıya ulaşan bu mücadele, milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu ile sonuçlanmıştır. Seksen beş yıl sonra bugün geldiğimiz noktada, dünyaya küreselleşme adı altında emperyalist güçlerin yutturmaya çalıştıkları yeni dünya düzeni, Türkiye’ye yeniden Sevr şartlarını dayatmaktadır. Maalesef, bugün Türkiye’nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı ve devlet şekli tartışmaya açılmakta; “Çok uluslu, çok kültürlü, çok dilli” bir yapı bize kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Milli birlik ve bütünlüğümüze yönelik bu çabaların nihai hedefi, dün Yugoslavya ve Çekoslovakya’da gerçekleştirilen bugün de Irak’ta tamamlanmak üzere olan parçalanma sürecine Türkiye’yi de sokmaktır.
Çok kültürlülük, dünyayı küresel çıkarlara göre şekillendirmeye çalışanların, hedef devletler üzerinde uyguladıkları projedir. Bu proje, küreselleşmenin ve egemen güçlerin elinde çok uluslu şirketlerin ideolojisidir. Küreselleşme ile birlikte kullanılan çok kültürlülük, vatandaşlık ve milli topluma mensup olma anlayışından uzaklaşmadır. Bu konuda üretilen “farklılıklara hoşgörüyle bakmak” yutturmacasının altında yatan, farklılıkları kutsallaştırarak milli birliğin önüne geçirmek ve dolayısıyla fert ve sosyal grupları siyasi olarak tanımaktır. Bu da bizim, üniter ve milli devlet yapımızın bozularak milli kimliğimizin ortadan kaldırılmasına hatta bölünmemize ve parçalanmamıza yol açar.
Uluslar arası egemen güçlerin, kullandıkları, terörle de destekledikleri milli varlığımıza yönelik bölücü unsurlar, son günlerde vatanımızın bir bölümünü ayrı bir coğrafya olarak isimlendirip, 29 Mart seçimlerinde sınırlarının çizildiğini söyleyecek kadar şımarmış ve küstahlaşmışlardır. Yerel yönetimlerde ve milli parlamentomuzda da söz sahibi olan bu unsurlar, yapılmak istenen “Sivil Anayasa”ya da kafalarındaki “iki dilli ve iki milletli federatif “ devlet yapısını geçirmeye çalışmaktadırlar. Maalesef, çoğu dış egemen güçlerce beslenen bazı sivil toplum kuruluşları, basın ve medya organları buralarda çöreklenen bazı yazarlar, sözde aydınlar ve bilim adamları da, bu haince kurgulanan etnik tuzağın en büyük teşvikçisi ve destekçisi olmaktadır.
Türk milletinin milli birliğine, Türk vatanının bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter yapısına yönelik yıllardır sürdürülen haince planlar ve oyunların aktörleri, son aşamaya geldiklerini düşünmektedirler. Bu sebeple, Cumhuriyetçilik, Demokrasi ve Türk Milliyetçiliği temelleri üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasındaki “Türk ve Atatürk” kavramları ile değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerini ortadan kaldırmak istemektedirler. Bu haince oyuna, Cumhuriyeti içine sindiremeyen ve devletin temel değerleri ve kurumlarıyla çatışan bazı unsurlar da ortak ve destek olmaktadırlar. Bu yüzden,  Anayasamızda yapılacak düzenlemelerde, devletin ve milletin bekasını düşünen ve onu sonsuza kadar yaşatma iradesini taşıyan tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, basın ve yayın organlarının, yazarların, bilim adamlarının ve vatandaşlarımızın inisiyatif alarak, önerileriyle milli bir tavır ve duruş sergilemeleri gerekmektedir.
32. Büyük Şuramızın ülkemizin şu anda karşı karşıya bulunduğu ana meseleler üzerindeki tesbit ve teklifleri aşağıda belirtilmiştir:
  * Anayasa değişiklikleri ülkemizin gerçek ihtiyaçlarına ve milli çıkarlarımıza göre yapılmalı, demokratikleşme maskesi altında yürütülen etnik ihaneti hedeflememelidir.
 * Hukuk devleti korunmalı, evrensel hukuk kurallarına uyulmalı, hukuk siyasi çekişmelere alet edilmemelidir. Gözaltına almalar ve tutukluluk süreleri asıl amacından saptırılmamalı adeta cezalandırma şekline dönüşmemelidir.
 * Ermenistan’la olan ilişkilerde yaşanan tarihi temelleri olan olumsuzluklar çözülmeden tek taraflı adım atılmamalı, romantik değil gerçekçi olunmalıdır. Tarihi sorumluluğumuzun gerekleri yapılmalı, kardeş Azerbaycan devleti incitilmemelidir.
 * Kıbrıs’ta tek taraflı Rum’a şirin görünme politikası terk edilmeli, yapılan seçimlerde Kıbrıs Türk Halkının belirlediği yeni iradeye saygı gösterilmelidir.
* Siyasal Kürtçülerin gerçek niyetlerini tam ve doğru olarak okumalı, Türkiye sınırları içerisinde yeni sınırlar çizmeye çalışan dış destekli bu kişilerin ihanetine seyirci kalınmamalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu alanda yaptığı kararlı mücadelesi aynı kararlılıkla desteklenmeli, terörle bağlantılı malı destek veren tüm şirketlerin üzerine gidilmeli ve terörün mali kaynakları kurutulmalıdır.
 * Ülke topraklarının yabancılara satışı ve devri konusunda son günlerde yapılan yasama ve yürütme faaliyetleri tarafımızca özel bir dikkatle takip edildiği bilinmeli, her ne amaçla olursa olsun mayın temizleme işi yabancı şirketlere verilmemeli ve bu işler mayınları yıllar önce yerleştiren Türk Silahlı Kuvvetlerine bırakılmalıdır.
 * Küreselciler tarafından sivil toplum örgütü sayılan dini grup ve cemaatlerin faaliyetleri yine küreselciler tarafından uygulamaya sokulmak istenen Hz. Muhammet’siz ve Kuran-ı Kerim’siz İslam projesiyle ilişkisi çerçevesinde sorgulanmalıdır.
 * Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarının tarafları çok iyi ayırt edilmeli, bunlara dayanarak egemenlik paylaşımına yön verilmemelidir. 1071 Malazgirt Savaşı da benzer şekilde ele alınmalıdır.
* Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve Türkiyelilik isimsiz ve sıfatsız bir tanımdır. Ne milli kimlim ne de üst kimlik olabilir. Bu şekildeki bir ayrım bölücü-ırkçı terörden çok daha tehlikelidir.
 * Ülkemizin enerji tüketimi gün geçtikçe artmakta bu artış ithal yolu ile karşılanmaktadır. Bu durum ülkemize karşı zaman içinde bir silah olarak kullanılma potansiyeli oluşturmaktadır. Milli kaynaklarımıza dayalı üretici enerji politikaları takip edilmelidir.
 * Eğitimin her kademesinde millilik esas alınmalı, milli değerler ile evrensel değerler arasında bir köprü kurulmalıdır. Tüketici insan yerine dinamik ve üretici insan yetiştirme hedeflenmelidir.
 * ABD ve AB ile olan ilişkilerinde mütekabiliyet esas alınmalıdır.         
 

Aydınlar Ocağı Genel Merkezi,   Adana Aydınlar Ocağı,  Afyon Aydınlar Ocağı
Amasya Aydınlar Ocağı, Anadolu Aydınlar Ocağı, Avrupa Yakası Aydınlar Ocağı
Bursa Aydınlar Ocağı, Çanakkale Aydınlar Ocağı, Erzurum Aydınlar Ocağı
Elazığ Harput Aydınlar Ocağı, Hatay Aydınlar Ocağı, Isparta Aydınlar Ocağı
İnegöl Aydınlar Ocağı, Kayseri Aydınlar Ocağı,  Kırıkkale Aydınlar Ocağı
Kocaeli Aydınlar Ocağı, Konya Aydınlar Ocağı, Kütahya Aydınlar Ocağı
Malatya Aydınlar Ocağı, Manisa Aydınlar Ocağı, Mimar Sinan Aydınlar Ocağı
Mustafa Kemal Paşa Aydınlar Ocağı,  Niğde Aydınlar Ocağı, Nizip Aydınlar Ocağı
Ondokuz Eylül Aydınlar Ocağı, Ordu Aydınlar Ocağı, Sakarya Aydınlar Ocağı
Samsun Aydınlar Ocağı, Sinop Aydınlar Ocağı, Sivas Aydınlar Ocağı
Tekirdağ Aydınlar Ocağı, Trabzon Aydınlar Ocağı

 
POOLSOFT BİLİŞİM HİZMETLERİ Tüm hakları saklıdır ve tüm içeriğine ait lisans ve telif hakları T.C yasalarınca korunmaktadır. İzinsiz kopylanması veya yayınlanması yasaktır.