|
Sakarya Hava Durumu |
|

|
|
|
Faydalı Linkler |
|
|
|

|

Doç. Dr. Kenan OLGUN - Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı
01.04.2010
TÜRKİYE’DE 1950 MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ
Türkiye’de iktidarın ilk kez “barış havası” içinde ve halkın arzusuna uyarak “sükunetle” el değiştirdiği 14 Mayıs 1950 seçimleri, Türkiye’nin yakın tarihinde demokrasi açısından özel bir öneme sahiptir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27 yıllık iktidarını sona erdiren bu seçim, kimilerine göre “beyaz ihtilal”dir .
Yeni Seçim Kanunu
14 Mayıs 1950 seçimleri 16 Şubat 1950 tarih ve 5545 sayılı Milletvekilleri Seçim Kanunu’na göre yapılmıştır. Bu kanun demokratik koşullarda serbest seçimlerin yapılmasını sağlayan ilk seçim kanunudur. Kanunun getirdiği önemli yenilikler, seçimin yöntemiyle ilgilidir . 16 Şubat 1950 tarihli kanun, seçimlerin “tek dereceli” ve “liste usulü çoğunluk” sistemine göre yapılacak düzenlemeleri içermektedir . Bir seçim çevresinde seçilecek milletvekili sayısı kadar adayların belirlendiği liste usulü çoğunluk sistemi ülkemizde 1946-1960 yılları arasında uygulanmış, 1960 yılından sonra Nispi Temsil sistemine geçilmiştir.
Liste usulü çoğunluk sistemi “yönetimde istikrar” ilkesini en çok öne çıkaran sistemdir . Zira bu sisteme göre, bir seçim çevresinde en fazla oyu alan parti tüm milletvekillerini kazanmaktadır. Bununla birlikte seçmenler, partilerinin sunduğu adaylarla bağımsız adaylar arasından karma liste de düzenleyebilmektedirler. Bu durum liste usulü çoğunluk sisteminin bir başka yararıdır . Ayrıca kanunun 35. maddesinin 1. fıkrasıyla da “bağımsız” adayların siyasi parti listelerinde yer almalarına olanak tanınmaktadır. Nitekim 1950 seçimlerinde 6 milletvekili bağımsız olarak DP listesinde yer almıştır .
21 Şubat 1950 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Milletvekilleri Seçim Kanunu’nun 1. maddesinde “Milletvekilleri tek dereceli seçimle ve ekseriyet usulüne göre genel, gizli ve eşit oyla seçilirler” denmekte, seçim çevresini belirleyen 2. maddesinde “Milletvekilleri seçimi il itibari ile yapılır. Her il bir seçim çevresidir” hükmü yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından her 40.000 kişi için bir milletvekili seçildiği, 22 yaşını bitiren kadın–erkek her Türk’ün milletvekili seçme hakkına sahip olduğu, 30 yaşını bitiren kadın–erkek her Türk’ün milletvekili seçilebildiğine dair hükümlerin yer aldığı seçim kanunu temel ilkelerde oldukça demokratiktir .
Yeni seçim yasası, getirdiği tek dereceli, gizli oy açık sayım ve çoğunluk sisteminden başka; en az beş ilden aday gösterebilen partilerin radyodan yararlanmalarını, Yüksek Seçim Kurulunun oluşturulmasını, seçimlerin yargıç güvencesi altında yapılmasını, idare amirleri, memurların, askeri kişilerin ve milletvekillerinin görev yaptıkları yerin seçim bölgesindeki seçim kurullarına seçilememeleri, siyasi parti ve bağımsızların sandık başlarında gözlemci bulundurabilmeleri, oyların kapalı yerde verilmesi, seçim sonuçlarının hemen açıklanması, kazanan adayların listesinin asılması, oy pusulalarının Sulh Hukuk Mahkemelerinde korunması ve TBMM yada Yüksek Seçim Kurulu’nun isteği olmaksızın nakledilememesi, 11 kişiden oluşacak olan Yüksek Seçim Kurulu’nun 6 üyesinin Yargıtay, 5’ininde Danıştay üyeleri arasından gizli oyla seçilmesi gibi yenilikler getirmektedir .
Milletvekili Seçimleri
Milletvekili seçiminin yapılması amacıyla CHP Meclis Grubu 21 Mart 1950 tarihinde son toplantısını yaparak, TBMM’nin 24 Mart’ta seçim kararı almasına ve seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasına karar vermişti. Bu toplantıda CHP Genel Başkan Vekili Hilmi Uran, seçimlerin yapılmasına gerekçe olarak “yeni seçim kanunu”nu göstermiştir ve CHP kurultayının 26 Mayıs’ta yapılacağını buna göre kurultayın yeni milletvekilleriyle teşekkül edeceğini söylemiştir . Nitekim TBMM, 24 Mart’taki son toplantısında DP’lilerin meclisin 15 Nisan’a kadar açık olması isteğine rağmen erken seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasını 22 muhalif oya karşı 299 oyla kabul etmişti . Böylece seçim sürecine giren ülkede seçimlerde CHP, DP ve MP geniş katılımlı olarak yer almıştır. Milli Kalkınma Partisi MKP (İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Aydın, Ankara, Bursa) , Türk Sosyal Demokrat Partisi, Çiftçi Partisi, Toprak Emlak ve Serbest Teşebbüs Partisi ise sadece İstanbul’da seçime katılmışlardır.
1950 Seçimlerinde CHP: CHP, 14 Mayıs 1950 seçimlerine hazırlanmaya daha seçim kararı alınmadan önce 1949 yılı içinde başlamıştır. Nitekim 1950 seçimlerini kazanmak amacıyla ilk tedbir olarak 19 Ağustos 1949 tarihinde “Parti çalışmalarıyla halkın hoşnutluğunu celbedici hükümet tedbirlerini ahenkleştirmek ve planlamak amacıyla” bir komisyon kurulmasına karar verilmiştir. Bu faaliyetlerin yanı sıra asıl önceliğin “halkın ihtiyaçlarının temini”nde olduğunu belirten raporda, bu ihtiyacın karşılanması amacıyla halka tohumluklar verilmesi, kredi açılması, ürününe yüksek fiyat verilmesi gibi tedbirler alınması istenmiştir .
Seçimlere yaklaşıldıkça CHP, seçimleri kazanmaya yönelik çalışmalarına hız vermiştir. Bu amaçla muhalefetin savunma silahlarını etkisiz hale getirmek için, daha önce belirtildiği gibi, yeni bir seçim kanunu yapmış, sınırlı da olsa bir af yasası çıkarılmıştır. Toprak Yasası’nda, büyük çiftçiler lehine önemli değişiklikler kabul edilmiş, Amerika’dan getirilen çok sayıda traktörün bu kişilere dağıtılması için çalışmalara başlanmıştır . Memurlara ikramiye ve vergi indirimi konusunda yeni düzenlemelere gidilmiştir. Halkın sempatisini kazanmak amacıyla aşırı sağ ve sol gruplar arasından bazı tutuklamalar yapılmıştır . 1 Mart 1950 tarihinde de 1925 tarihli Tekke ve Türbelerin kapatılmasına ait kanunun bazı hükümleri yürürlükten kaldırılarak türbelerin açılmasına izin verilmiştir. Hatta bu türbelerin açılışına devlet erkânı dahi katılmıştır . Başbakan Şemsettin Günaltay’ın konuşmalarında dindar bir yöneticinin sınırlarını aşan konuşmalar yapması, parti içinde bile eleştirilere neden olmuş, bu gelişmelere bir tepki olarak Behçet Kemal Çağlar CHP’den istifa etmiştir .
1950 seçimlerinin en önemli özelliklerinin biri de, milletvekili aday belirleme usulündeki düzenlemedir. CHP 7. Kurultay’ında bu konuda bir tüzük değişikliğine giderek “Milletvekili adaylarının tespitinde illere %70 oranında aday seçmek hakkı”nı kabul etmiştir .
CHP Genel Sekreteri Tevfik Fikret Sılay, CHP İl İdare Kurulu Başkanlıklarına gönderdiği 19 Aralık 1949 tarihli yazıda, belirlenecek adayların Anayasa ve seçim kanununa aykırı olanlardan belirlenmemesi, illerin %70 oranındaki adaylarını belirlerken her türlü şaibeden uzak olunmasının parti menfaatleri açısından önemli olduğu ifade edilmiştir . İllere tanınan adayların %70’ini belirleme yetkisi, gizli oyla yapılacak, geriye kalan %30’luk kısmı da Genel Merkez tespit edecektir .
14 Mayıs 1950 seçimlerine CHP’den pek çok müracaat olmuş, CHP illerin belirleyeceği adaylar için illerdeki yoklamanın 9 Nisan 1950 günü yapılmasını istemiştir. Aday enflasyonundan dolayı CHP yoklama sonuçlarını hemen açıklamamış, Genel Merkez yoklamasını beklemiştir. CHP’nin bu tavrı aday yoklamalarının “şikayetlere yol açtığı” ve aday yoklamalarında “yolsuzluk yapıldığı” şeklinde algılanmıştır. CHP Divanı merkez adaylarını 17 Nisan’da belirlemesine rağmen listeyi ancak 22 Nisan’da ilan etmiştir . CHP aday listesi DP yanlısı Zafer gazetesi tarafından “zayıf” olarak değerlendirilmiş, geçen dönemin milletvekillerinden 169’unun tasfiyeye uğradığı yazılmıştır . Hatta bu milletvekillerinin bazılarının da DP’ye işbirliği teklif ettiği de ifade edilmiştir .
Milletvekili adaylarının ilanından sonra partilerin seçim kampanyası yoğunlaşmıştır. Seçimlere geniş bir alanda katılan CHP, DP ve MP arasındaki seçim faaliyetleri kapalı salon ve açık hava mitingleriyle yoğunlaşırken partilerin karşılıklı olarak birbirlerini suçlama yoluna gitmeleri siyasi havayı gerginleştirmiştir . Bu ortamda partilerin radyolarda yapılacak parti propagandaları için 25 Nisan’da noter huzurunda kura çekilmiş ve 4 Mayıs’ta başlayıp 10 Mayıs’ta sona erecek partilerin konuşma gün ve saatleri belirlenmiştir. İstanbul ve Ankara radyolarından yapılacak bu konuşmalarda CHP, DP, MP ve MKP yararlanacaktır .
Seçimlerde üzerinde en fazla tartışılan konuların başında CHP ve DP’nin seçim beyannameleri gelmektedir. CHP, 28 Nisan’da seçim beyannamesini ilan etmiş, bu beyanname de anayasa da düzenleme yapılması ve “Altı ok” un Anayasa’dan çıkarılması hükümleri en dikkati çeken hususlar olarak değerlendirilmiştir . CHP’nin seçim propagandaları içinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün rolü unutulmamalıdır. İnönü 12 Temmuz 1947 tarihli beyannamesi ile ortaya koyduğu partiler üstü konumuna son vererek bir CHP’li olarak Mart 1950 sonlarından itibaren seçimlere kadar propaganda gezilerine çıkmıştır. 25 Mart’ta Kırıkkale’de kapalı sinema salonunda yaptığı konuşmada İnönü, CHP’nin 28 Nisan’da yayınlanacak seçim beyannamesinin ipuçlarını vermiştir. Konuşmasında “yeni bir anayasa” yazılması ve CHP’nin inandığı “altı oklu prensiplerin” anayasadan çıkarılmasının “tabii” olacağı üzerinde durmuş, “Biz, Halk Partili olarak altı oklu prensiplerimizi vatandaşlarımıza beğendirmeye çalışmakta devam edeceğiz…” demiştir .
1950 Seçimlerinde DP ve MP: DP, TBMM’de seçim kararı alındıktan sonra propaganda faaliyetlerine başlamış, açık ve kapalı toplantıların yanı sıra kırsal alana özel bir önem vermiştir. Bu seçim DP mahfilinde DP Başkanı Celal Bayar’ın da ifadesiyle “ya memlekette millet iradesine dayanan tam manasile ve bir idarenin kurulmasına temel olacak veyahut memleketi yeniden yeni siyasi buhranlara sürükleyecek” bir dönüm noktası olarak değerlendirilmiştir. Bu açıdan DP, seçimleri kazanmak için çaba harcarken, seçimlerin tam bir huzur ve güvenlik içinde yapılmasını sağlamayı faaliyetlerinin esası olarak kabul etmiştir.
DP, milletvekili adaylarının tespitinde bu adayların %80’ini illerin, %20’sini de Genel Merkezin belirlemesi ilkesini benimsemiş, bu doğrultuda yapılan seçimler neticesinde DP aday listesi 24 Nisan’da açıklanmıştır. DP’nin bu listesi bazı yayın organlarında, genel kanının listenin “beklenildiğinden çok kuvvetli” olduğu şeklinde değerlendirilmiştir.
CHP gibi DP’de bir seçim bildirisi yayınlamış, iktidara geldiği takdirde yapacaklarını ilan etmiştir. 8 Mayıs’ta ilan edilen bu bildiride; CHP’nin seçim bildirisi açıkça eleştirilmekte ve ileri sürülen vaatlerin hiçbir zaman gerçekleştirilmeyeceği belirtilmektedir. Aslında DP bildirisinin geneline bakıldığında CHP’nin seçim bildirisiyle birçok noktada birleştiği görülmektedir. DP’nin yapmayı vaat ettiği, özel sermaye ve yabancı sermaye için güvenilir ekonomik yapının sağlanacağı, vergilerin azaltılacağı, devlet tekelinin kaldırılacağı gibi vaatler CHP bildirisini hatırlatmaktadır. “Söz milletindir” şeklinde biten DP seçim bildirisinde iki önemli nokta dikkati çekmektedir. Bunlardan biri “millet hâkimiyeti yerine tek parti ve zümre hâkimiyetine engel olamayan” Anayasanın, vatandaş hak ve hürriyetlerini ve millet iradesine dayanan istikrarlı bir devlet düzenini güvence altında bulunduracak bir şekilde değiştirilmesi vaadidir. Diğeri de; “Bir iktidar değişikliği halinde memlekette maddî ve ruhî hiçbir sarsıntıya meydan vermiyeceğiz” ifadeleridir.
14 Mayıs 1950 seçimlerine 22 ilde 205 aday göstererek katılan MP ise, seçime daha başlangıçta “muhalefeti kabullenerek” başlamıştır. Zira MP’nin ilan ettiği 205 adayın 20’den fazlası iki yerden birden aday gösterilmiştir.
1950 Seçiminin Sonuçları
14 Mayıs 1950 Milletvekili seçimlerine, daha öncede belirtildiği gibi 7 parti katılmasına rağmen seçim CHP, DP ve MP arasında geçmiştir. Seçimlere toplam 8.905.576 seçmenden 7.916.091’i katılmış olup katılım Oranı %88.88’ olmuştur. DP 4.242.831 oyla 408 milletvekili kazanırken CHP 3.165.096 oyla 69 milletvekili kazanmıştır. Bu seçimlerde MP 1, bağımsızlarda 9 milletvekilliği elde etmiştir . Seçimin genel sonuçlarına baktığımızda DP’nin tek başına iktidar olduğu, bununda seçimlerde uygulanan “liste usulü çoğunluk” sisteminden kaynaklandığı görülmektedir. DP %53.59 oy oranıyla 408 milletvekilliği kazanırken, CHP %39.98 oy oranıyla ancak 69 milletvekili çıkarabilmiştir. DP’nin tek başına iktidara geldiği 1950 seçiminin sonuçları dönemin gazeteleri tarafından okuyucularına “taraf” olma durumuna göre farklı yansıtılmıştır.
1950 seçimleri açık hava ve kapalı alan toplantılarının yapıldığı, bu toplantılara geniş halk kitlelerinin büyük katılımının olduğu bir seçimdir. Bu seçimler, partilerin toplantısına katılanların o partiyi desteklediği anlamına gelmediğini de göstermiştir. Nitekim, İsmet İnönü’nün bütün gezileri esnasında toplanan kalabalık, seçim zamanı aynı şekilde davranmamış, oyunu DP’den yana kullanmıştır.
Metin Toker, o günleri “iktidar Türkiye’de ilk kez böyle bir barış havası içinde el değiştirdi. İsmet Paşa o akşam eşine “Hanımefendi; on yaş genç olmayı isterdim” dedi diyerek anlatmaktadır. Metin Toker, Demokrasinin İsmet Paşalı Yılları 1944-1973, Demokrat Parti’nin Altın Yılları 1950-1954, 2. Baskı, İstanbul, Bilgi Yayınevi,1991,s.16
Kemal Karpat , Türk Demokrasi Tarihi, İstanbul, Afa Yayınları, 1996, s.202
Nermin Abadan, Anayasa Hukuku ve Siyasal Bilgiler Açısından 1965 Seçimlerinin Tahlili, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Yayınları, 1966, s. 73
Çoğunluk sistemi tek isimli olarak (dar bölge) uygulanabildiği gibi; listeli olarak, geniş bölge seçim çevresinde de uygulanabilmektedir. Doğal olarak bu sistemde, partiler tek seçim çevresinde seçilecek milletvekili sayısı kadar aday gösterilirler. Necmi Yüzbaşıoğlu, “Türkiye’de Uygulanan Seçim Sistemleri ve Bunlara İlişkin Anayasa Mahkemesin Kararlarına göre Nasıl Bir Seçim Sistemi”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 55, Sayı 1-2, 1995-1996, s. 110
Erol Tuncer, Osmanlı’dan Günümüze Seçimler (1877-2002), 2. Baskı, Ankara, Tesav Yay., 2003, s. 111
Tuncer, a.g.e., s. 148-149
Ahmet Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1988, s.128
Mustafa Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, Phoenix Yayınları, 2004, s. 155; 1950 Milletvekili Seçim Kanunu için bkz., Tarhan Erdem, Anayasalar ve Seçim Kanunları, 1876-1982, İstanbul, Milliyet Yayınları, s. 200-237; Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete, 21 Şubat 1950, Sayı:7438
Ulus, 25.3.1950; Cumhuriyet 26.3.1950
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01/456.1877.1.
Feroz ve Bedia Turgay Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi 1945-1971, Ankara, Bilgi Yay., 1976, s. 62
Cumhuriyet gazetesinin 19.4.1950 tarihli nüshasının 1. sayfasında “Barbaros’un türbesi dün açıldı” başlığı altında yapılan açılış töreninden bir resim yer almaktadır. Cumhuriyet, 19.4.1950.
CHP aday listesi için bkz., Zafer, 23.4.1950, s. 1-6
Partilerin konuşmalarının gün ve saatleri için bkz; Zafer, Cumhuriyet, 26.4.1950
Karpat, a.g.e., s.166; Türkiye’de çok partili siyasi hayatın kurulmasında bir dönüm noktası olarak değerlendirilen 12 Temmuz Beyannamesi için bkz; Cezmi Eraslan, “Türkiye’de Çok Partili Siyasi Hayatın Kurulmasında Bir Dönüm Noktası: 12 Temmuz (1947) Beyannamesi”, Ankara Üniversitesi, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Dergisi, Yıl 11, Sayı 22, Kasım 1998, s.141-157
DP’nin seçim bildirisi için bkz., Cumhuriyet, Zafer, Vatan, 9.5.1950
Milletvekili Seçimleri, İstanbul, 1958, s. 71
*Yazarımıza görüş ve önerilerinizi kolgun@sakarya.edu.tr eposta adresi aracılığıyla gönderebilirsiniz. |