Ana Sayfa İletişim
ATATÜRK KÖŞEMİZ

 

Okt. Nesim YALVARICI

19.03.2022  

MANKURT EFSANESİ ÜZERİNE                      

Bilginin silah olarak kullanıldığı günümüzde, bilginin kirletilmesi, bilginin çarpıtılması ve insanın değerlerinden uzaklaştırılması, olayların ve eşyanın hakiki mahiyetine ulaşmamak ve insanı robotlaştırmak üzerine, yeniden bir insan tipi oluşturmak üzere kullanıldığı, Cengiz Aytmatov’un eseri “Gün Olur Asra Bedel” romanında bütün insanlığa bir mesaj olarak sunulmuştur.


İnsanın tarifi yapılırken, “kültür üreten bir varlık”, değer üretip o değerler etrafında hayatını şekillendirebilen varlık olarak ta ifade edilebiliriz. Yaşantı yoluyla elde ettiği maddi ve manevi değerlere, Ziya Gökalp “hars” yani kültür demektedir. Bu husus, “tava getirilmiş toprağa” tohum atarak mahsul elde etmek ile de tevil edilebilir.


İfade etmek istediğim husus, hafızasını kaybetmiş toplum ve hafızasına yeniden yüklenmek istenen değerler arsında bocalayan bir millet görünümündeyiz. Anlaşılması için şu örneği vermeliyim. Tavuğun altına ördek yumurtasını kuluçka için bırakırsanız, bir süre sonra yumurtalar açıldığında, yumurtadan çıkan ördek civcivler, tavuğu göreceklerdir. Dolayısıyla kendilerinin annelerinin tavuk olduğunu belleyeceklerdir. Bir süre sonra, tavuk eşelenmeği öğretecektir. Tavuğun karakterine bürünen ördekler, bir su kenarında, yüzmekte olan ördekleri görünce içlerindeki “asli cevherin” dürtüsü ile eşelenmekten yüzmeye geçeceklerdir. Ve “kendileri” olmaya başlayacaklardır.


Buradan hareketle; Türk milleti uzun bir zamandan beri, tavukların peşinde, eşelenmektedir. Ancak, milliyet duygusunu iliklerine kadar yaşayan “rol model” karakterler ve gelişen sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmeler, kendimize dönmemizi asıl cevherimizin gereğini yerine getirmemiz gerektiğini adeta icbari bir durum olduğunu gösterdi.


Uydurulmuş hikâyeler yerine, ilim ve irfanımızı harekete geçirerek, yeniden bir daha varlığımızı ispata ve göstermeye zaruret vardır. Ölü medeniyetlerin kalıntılarından sonuç elde etmek yerine, yaşanmış ve bakiyeleri günümüze sirayet eden eserler ve olgular bizi köklerimize, götürecektir.


Bu çerçeveden bakıldığında, Man kurt hikâyesi Türk gençliğine sunulurken, onları asli cevherine götürecek emareleri de uğrak mekânlarına yerleştirmenin zamanı gelmiş geçmektedir.


Türk evladı bilmelidir ki; ürettiği maddi manevi değerlerle, birlikte yaşamaya karar verdiği kardeşleri ile kurduğu nizam ve devlet;
Adalet,
Hakikat,
Meşveret
ve liyakat temelli olmalıdır.


Zira devlet; bir arada yaşamaya karar vermiş insan topluluklarının, insani ihtiyaçlarını karşılamak üzere, iş ve işleyişin hukuki adıdır. Devlet bir zümrenin bir kişinin iradesine terk edilmeyecek bir olgudur.


İnsanlığa ışık tutacak “kurultay” geleneği, Atilla’nın Batı Hun imparatorluğu vasıtası ile kast toplumu olan Romanın, (yani sınıflı toplum) kurultayları esas alan bir senato geleneğine vesile olmuştur. Biliyorum, bu yargıya; Man kurtlar, tepki vereceklerdir. -Önemi yok hükmünde değerlendiririm.-


Milli şuura ve milli devlete ömrünü feda edenler, bilmelisiniz ki, Man kurtlaşan ve bizleri temsil etmeyenlerle bir menzile ulaşılmaz. Cemaatleşmeler, örgütleşmeler, çeşitli adlar altında bizlere tepki veren Man Kurtların dönemi bitmiştir.


Biraz daha sabır, ”şafak, karanlığın en zifiri olduğu vakitte doğar.”

 

  

     

*Yazarımıza görüş ve önerilerinizi nesimy@subu.edu.tr e-posta adresi aracılığıyla gönderebilirsiniz.

Bookmark and Share Arkadaşına Gönder Arkadaşına Gönder Yazdır  

 

 
B&G Copyright © 2022 Tüm hakları saklıdır ve tüm içeriğine ait lisans ve telif hakları T.C yasalarınca korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması veya yayınlanması yasaktır.Web sitemizde yer alan her türlü yazı, makale şiir vb. eserlerden, eser sahibi sorumludur. Sakarya Aydınlar Ocağı'nın resmi görüşü olarak değerlendirilemez.