Ana Sayfa İletişim
Kullanıcı Girişi
Sakarya Hava Durumu

SAKARYA

Faydalı Linkler
















KONUYLA İLİŞKİN HABER PORTALLARINDA ÇIKAN HABERLER

CERRAHOĞLU “NİYET TERÖRÜ BESLEYİP YAŞATMAK MI, YOKSA YOK ETMEK Mİ..”‏

“Her gün terörü lanetlemek bugüne kadar bize ne kazandırdı” diyen Aydınlar Ocağı Sakarya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu; “Sadece nefsimizi ve duygularımızı tatmin etmekten başka bir işe yaramadı” dedi.
ÇANAKKALE RUHU NEREDE
“Terörü önlemek için yapılacak o kadar çok şey var ki nedense yetkililerden hiç kimse elini taşın altına sokmuyor” diyen Cerrahoğlu; “Ancak bu konuda siyasi menfaat sağlamak için, yetkililer birbirini, birilerini suçlamak, hatalarını arayıp ortaya çıkarmak yerine gerekli tedbirler alınmış olsaydı günkü bu duruma gelinmezdi. Yani yılanın başı küçükken ezilmeliydi. Terörün dışarıdan beslendiği ve içteki vatan hainlerinin buna destek verdiği herkes tarafından bilinmesine rağmen ülkeyi yönetenler gerekeni yapamadıkları görülüyor. Bu ülkenin her karış toprağında kan var. Doksan üç harbinde, kurtuluş savaşsında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta verilen şehitlerimizin kanı kurumadan, bugün bir başka savaş vermekteyiz. Zamanında gereken yapılsaydı bu duruma gelinmezdi. Kaybedilen canlar, harcan milyonlarca paralar, perişan olan aileler ve yüreği yanan analar. Sonuçta Allah kahretsin, terörü lanetlemek, elleri kırılsın ve devamında ayni şeyler.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Terör böyle ağlamakla, her gün lanetlemekle, kınamakla önlenemez. Bu tip yöntemler çaresizlik yöntemleridir. Günümüzün şartlarında bir ülke, ülkesinin güvenliğini sınırlarında koruyarak yapamaz. Ülkenin güvenliği sınır ötesine müdahale yaparak koruyabilir. Amerika, İsrail ve Rusya buna örnektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, devletin birliğini bozmaya, parçalamaya, ortadan kaldırmaya, rejimini değiştirmeye çalışanlar ve bu konuda kurulan terör örgütlerini destekleyenler cezalandırıldıktan sonra af edilerek devlet yönetimimde görev aldığı görülmemiştir. Bu terörü yok etmek değil beslemektir. BDP’liler hiç çekinmeden özerkliklerini ve Diyarbakır’ı üs ilan ettiklerini söylüyorlar. Terörü kınamadıkları gibi, teröristlerin cenazelerine katılarak onlara açıkça destek veriyorlar. BDP’li belediyelerin PKK’ya ‘devrim vergisi’ adı altında yılda yaklaşık olarak 28 milyon lira aktarıldığı ve belediye başkanları makbuz karşılığı yarı maaşlarını da örgüte verdiği tespit edilmesine rağmen gerçek manada kanuni işlem yapılmaması terörü beslemektir. Buda onları ziyadesiyle cesaretlendirmiştir. Bu yetmezmiş gibi terörü besleyen ve teşvik eden BDP’liler meclise davet edilerek yemin etmeleri sağlanmıştır.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Dünyanın hiçbir ülkesinde, bebek katılı ve terörist başı olan o teröristi kimse yaşatmaz. Anında cezası verilerek ortadan kaldırılan terörist elebaşları vardır. Her gün televizyonlarda terör elebaşsısından bahsedilerek insanlarımızın duyguları yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bitlis'in Güroymak İlçesi'nde, polislerin içinde bulunduğu bir aracın geçişi sırasında teröristlerce yerleştirilen bombanın patlaması sonucu,  ilk belirlemeler göre 5 polis memuru ile biri 2 yaşında bir kız çocuğu olan 2 sivil vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 4 vatandaşımızın da yaralandığı, Hakkâri’nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerinde bölücü terör örgütü tarafından yapılan alçakça saldırılarda 24 askerimizin şehit olduğunu, 10'dan fazla askerimizin yaralanması, bütün bu olanlara rağmen BDP’ler hala utanmadan TÜRK Askerine seslenerek karşılıklı silah bırakılmasını isteyebilmek cesaretini nereden almaktadırlar.

Bu terörün önlenebilmesi için BDP’lerın milletvekilliği dokunulmazlıkları kaldırılarak meclisten atılmalı, BDP’li belediye başkanları görevden alınmalı, terör örgütünün gelir kaynakları kurutulmalıdır. Yeni Anayasa hazırlanırken kim olursa olsun teröre bulaşmış ı. ve ıı. dereceden akrabaları da dahil olmak üzere kamuda görev yapamaz maddesi konulmalıdır. Bölgede ki vatandaşlarımızın güvenliği için sıkıyönetim ilan edilmeli ve bölgeye özel harekât timleri yerleştirilmelidir. Çatıma öncesinde teröristlerin bölgeye bu kadar silahı ve teröristi nasıl ve nerede getirdiler. İstihbarat elemanlarımız bunları tespit edemediler. Yoksa istihbarat zaafı ve İsrail parmağımı var. Üç milyon İsrail devletinin bir asker için yaptıkları bize örnek olmalıdır. Buna rağmen biz büyük bir devletiz. Ama zamanında gerekenler yapılmadığı veya yapılamadığı için bunlar başımıza gelmektedir. Yeter artık deyip hiç kimsenin gözyaşına bakmadan yapılması gereken ne varsa bir an önce yapılmalıdır.  Şehit polislerimize, askerlerimize ve yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ölenlerin yakınlarına, Emniyet Teşkilatı, Türk silahlı kuvvetlerine ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır; yaralılara da acil şifalar diliyorum. Ne Mutlu Türküm diyene…” 

CERRAHOĞLU “NİYET TERÖRÜ BESLEYİP YAŞATMAK MI, YOKSA YOK ETMEK Mİ..”‏

“Her gün terörü lanetlemek bugüne kadar bize ne kazandırdı” diyen Aydınlar Ocağı Sakarya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu; “Sadece nefsimizi ve duygularımızı tatmin etmekten başka bir işe yaramadı” dedi.
ÇANAKKALE RUHU NEREDE
“Terörü önlemek için yapılacak o kadar çok şey var ki nedense yetkililerden hiç kimse elini taşın altına sokmuyor” diyen Cerrahoğlu; “Ancak bu konuda siyasi menfaat sağlamak için, yetkililer birbirini, birilerini suçlamak, hatalarını arayıp ortaya çıkarmak yerine gerekli tedbirler alınmış olsaydı günkü bu duruma gelinmezdi. Yani yılanın başı küçükken ezilmeliydi. Terörün dışarıdan beslendiği ve içteki vatan hainlerinin buna destek verdiği herkes tarafından bilinmesine rağmen ülkeyi yönetenler gerekeni yapamadıkları görülüyor. Bu ülkenin her karış toprağında kan var. Doksan üç harbinde, kurtuluş savaşsında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta verilen şehitlerimizin kanı kurumadan, bugün bir başka savaş vermekteyiz. Zamanında gereken yapılsaydı bu duruma gelinmezdi. Kaybedilen canlar, harcan milyonlarca paralar, perişan olan aileler ve yüreği yanan analar. Sonuçta Allah kahretsin, terörü lanetlemek, elleri kırılsın ve devamında ayni şeyler.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Terör böyle ağlamakla, her gün lanetlemekle, kınamakla önlenemez. Bu tip yöntemler çaresizlik yöntemleridir. Günümüzün şartlarında bir ülke, ülkesinin güvenliğini sınırlarında koruyarak yapamaz. Ülkenin güvenliği sınır ötesine müdahale yaparak koruyabilir. Amerika, İsrail ve Rusya buna örnektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, devletin birliğini bozmaya, parçalamaya, ortadan kaldırmaya, rejimini değiştirmeye çalışanlar ve bu konuda kurulan terör örgütlerini destekleyenler cezalandırıldıktan sonra af edilerek devlet yönetimimde görev aldığı görülmemiştir. Bu terörü yok etmek değil beslemektir. BDP’liler hiç çekinmeden özerkliklerini ve Diyarbakır’ı üs ilan ettiklerini söylüyorlar. Terörü kınamadıkları gibi, teröristlerin cenazelerine katılarak onlara açıkça destek veriyorlar. BDP’li belediyelerin PKK’ya ‘devrim vergisi’ adı altında yılda yaklaşık olarak 28 milyon lira aktarıldığı ve belediye başkanları makbuz karşılığı yarı maaşlarını da örgüte verdiği tespit edilmesine rağmen gerçek manada kanuni işlem yapılmaması terörü beslemektir. Buda onları ziyadesiyle cesaretlendirmiştir. Bu yetmezmiş gibi terörü besleyen ve teşvik eden BDP’liler meclise davet edilerek yemin etmeleri sağlanmıştır.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Dünyanın hiçbir ülkesinde, bebek katılı ve terörist başı olan o teröristi kimse yaşatmaz. Anında cezası verilerek ortadan kaldırılan terörist elebaşları vardır. Her gün televizyonlarda terör elebaşsısından bahsedilerek insanlarımızın duyguları yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bitlis'in Güroymak İlçesi'nde, polislerin içinde bulunduğu bir aracın geçişi sırasında teröristlerce yerleştirilen bombanın patlaması sonucu,  ilk belirlemeler göre 5 polis memuru ile biri 2 yaşında bir kız çocuğu olan 2 sivil vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 4 vatandaşımızın da yaralandığı, Hakkâri’nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerinde bölücü terör örgütü tarafından yapılan alçakça saldırılarda 24 askerimizin şehit olduğunu, 10'dan fazla askerimizin yaralanması, bütün bu olanlara rağmen BDP’ler hala utanmadan TÜRK Askerine seslenerek karşılıklı silah bırakılmasını isteyebilmek cesaretini nereden almaktadırlar.

Bu terörün önlenebilmesi için BDP’lerın milletvekilliği dokunulmazlıkları kaldırılarak meclisten atılmalı, BDP’li belediye başkanları görevden alınmalı, terör örgütünün gelir kaynakları kurutulmalıdır. Yeni Anayasa hazırlanırken kim olursa olsun teröre bulaşmış ı. ve ıı. dereceden akrabaları da dahil olmak üzere kamuda görev yapamaz maddesi konulmalıdır. Bölgede ki vatandaşlarımızın güvenliği için sıkıyönetim ilan edilmeli ve bölgeye özel harekât timleri yerleştirilmelidir. Çatıma öncesinde teröristlerin bölgeye bu kadar silahı ve teröristi nasıl ve nerede getirdiler. İstihbarat elemanlarımız bunları tespit edemediler. Yoksa istihbarat zaafı ve İsrail parmağımı var. Üç milyon İsrail devletinin bir asker için yaptıkları bize örnek olmalıdır. Buna rağmen biz büyük bir devletiz. Ama zamanında gerekenler yapılmadığı veya yapılamadığı için bunlar başımıza gelmektedir. Yeter artık deyip hiç kimsenin gözyaşına bakmadan yapılması gereken ne varsa bir an önce yapılmalıdır.  Şehit polislerimize, askerlerimize ve yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ölenlerin yakınlarına, Emniyet Teşkilatı, Türk silahlı kuvvetlerine ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır; yaralılara da acil şifalar diliyorum. Ne Mutlu Türküm diyene…” 

 

CERRAHOĞLU “NİYET TERÖRÜ BESLEYİP YAŞATMAK MI, YOKSA YOK ETMEK Mİ..

“Her gün terörü lanetlemek bugüne kadar bize ne kazandırdı” diyen Aydınlar Ocağı Sakarya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu; “Sadece nefsimizi ve duygularımızı tatmin etmekten başka bir işe yaramadı” dedi.
ÇANAKKALE RUHU NEREDE
“Terörü önlemek için yapılacak o kadar çok şey var ki nedense yetkililerden hiç kimse elini taşın altına sokmuyor” diyen Cerrahoğlu; “Ancak bu konuda siyasi menfaat sağlamak için, yetkililer birbirini, birilerini suçlamak, hatalarını arayıp ortaya çıkarmak yerine gerekli tedbirler alınmış olsaydı günkü bu duruma gelinmezdi. Yani yılanın başı küçükken ezilmeliydi. Terörün dışarıdan beslendiği ve içteki vatan hainlerinin buna destek verdiği herkes tarafından bilinmesine rağmen ülkeyi yönetenler gerekeni yapamadıkları görülüyor. Bu ülkenin her karış toprağında kan var. Doksan üç harbinde, kurtuluş savaşsında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta verilen şehitlerimizin kanı kurumadan, bugün bir başka savaş vermekteyiz. Zamanında gereken yapılsaydı bu duruma gelinmezdi. Kaybedilen canlar, harcan milyonlarca paralar, perişan olan aileler ve yüreği yanan analar. Sonuçta Allah kahretsin, terörü lanetlemek, elleri kırılsın ve devamında ayni şeyler.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Terör böyle ağlamakla, her gün lanetlemekle, kınamakla önlenemez. Bu tip yöntemler çaresizlik yöntemleridir. Günümüzün şartlarında bir ülke, ülkesinin güvenliğini sınırlarında koruyarak yapamaz. Ülkenin güvenliği sınır ötesine müdahale yaparak koruyabilir. Amerika, İsrail ve Rusya buna örnektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, devletin birliğini bozmaya, parçalamaya, ortadan kaldırmaya, rejimini değiştirmeye çalışanlar ve bu konuda kurulan terör örgütlerini destekleyenler cezalandırıldıktan sonra af edilerek devlet yönetimimde görev aldığı görülmemiştir. Bu terörü yok etmek değil beslemektir. BDP’liler hiç çekinmeden özerkliklerini ve Diyarbakır’ı üs ilan ettiklerini söylüyorlar. Terörü kınamadıkları gibi, teröristlerin cenazelerine katılarak onlara açıkça destek veriyorlar. BDP’li belediyelerin PKK’ya ‘devrim vergisi’ adı altında yılda yaklaşık olarak 28 milyon lira aktarıldığı ve belediye başkanları makbuz karşılığı yarı maaşlarını da örgüte verdiği tespit edilmesine rağmen gerçek manada kanuni işlem yapılmaması terörü beslemektir. Buda onları ziyadesiyle cesaretlendirmiştir. Bu yetmezmiş gibi terörü besleyen ve teşvik eden BDP’liler meclise davet edilerek yemin etmeleri sağlanmıştır.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Dünyanın hiçbir ülkesinde, bebek katılı ve terörist başı olan o teröristi kimse yaşatmaz. Anında cezası verilerek ortadan kaldırılan terörist elebaşları vardır. Her gün televizyonlarda terör elebaşsısından bahsedilerek insanlarımızın duyguları yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bitlis'in Güroymak İlçesi'nde, polislerin içinde bulunduğu bir aracın geçişi sırasında teröristlerce yerleştirilen bombanın patlaması sonucu,  ilk belirlemeler göre 5 polis memuru ile biri 2 yaşında bir kız çocuğu olan 2 sivil vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 4 vatandaşımızın da yaralandığı, Hakkâri’nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerinde bölücü terör örgütü tarafından yapılan alçakça saldırılarda 24 askerimizin şehit olduğunu, 10'dan fazla askerimizin yaralanması, bütün bu olanlara rağmen BDP’ler hala utanmadan TÜRK Askerine seslenerek karşılıklı silah bırakılmasını isteyebilmek cesaretini nereden almaktadırlar.

Bu terörün önlenebilmesi için BDP’lerın milletvekilliği dokunulmazlıkları kaldırılarak meclisten atılmalı, BDP’li belediye başkanları görevden alınmalı, terör örgütünün gelir kaynakları kurutulmalıdır. Yeni Anayasa hazırlanırken kim olursa olsun teröre bulaşmış ı. ve ıı. dereceden akrabaları da dahil olmak üzere kamuda görev yapamaz maddesi konulmalıdır. Bölgede ki vatandaşlarımızın güvenliği için sıkıyönetim ilan edilmeli ve bölgeye özel harekât timleri yerleştirilmelidir. Çatıma öncesinde teröristlerin bölgeye bu kadar silahı ve teröristi nasıl ve nerede getirdiler. İstihbarat elemanlarımız bunları tespit edemediler. Yoksa istihbarat zaafı ve İsrail parmağımı var. Üç milyon İsrail devletinin bir asker için yaptıkları bize örnek olmalıdır. Buna rağmen biz büyük bir devletiz. Ama zamanında gerekenler yapılmadığı veya yapılamadığı için bunlar başımıza gelmektedir. Yeter artık deyip hiç kimsenin gözyaşına bakmadan yapılması gereken ne varsa bir an önce yapılmalıdır.  Şehit polislerimize, askerlerimize ve yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ölenlerin yakınlarına, Emniyet Teşkilatı, Türk silahlı kuvvetlerine ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır; yaralılara da acil şifalar diliyorum. Ne Mutlu Türküm diyene…” 

 

CERRAHOĞLU “NİYET TERÖRÜ BESLEYİP YAŞATMAK MI, YOKSA YOK ETMEK Mİ..”‏

“Her gün terörü lanetlemek bugüne kadar bize ne kazandırdı” diyen Aydınlar Ocağı Sakarya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu; “Sadece nefsimizi ve duygularımızı tatmin etmekten başka bir işe yaramadı” dedi.
ÇANAKKALE RUHU NEREDE
“Terörü önlemek için yapılacak o kadar çok şey var ki nedense yetkililerden hiç kimse elini taşın altına sokmuyor” diyen Cerrahoğlu; “Ancak bu konuda siyasi menfaat sağlamak için, yetkililer birbirini, birilerini suçlamak, hatalarını arayıp ortaya çıkarmak yerine gerekli tedbirler alınmış olsaydı günkü bu duruma gelinmezdi. Yani yılanın başı küçükken ezilmeliydi. Terörün dışarıdan beslendiği ve içteki vatan hainlerinin buna destek verdiği herkes tarafından bilinmesine rağmen ülkeyi yönetenler gerekeni yapamadıkları görülüyor. Bu ülkenin her karış toprağında kan var. Doksan üç harbinde, kurtuluş savaşsında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta verilen şehitlerimizin kanı kurumadan, bugün bir başka savaş vermekteyiz. Zamanında gereken yapılsaydı bu duruma gelinmezdi. Kaybedilen canlar, harcan milyonlarca paralar, perişan olan aileler ve yüreği yanan analar. Sonuçta Allah kahretsin, terörü lanetlemek, elleri kırılsın ve devamında ayni şeyler.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Terör böyle ağlamakla, her gün lanetlemekle, kınamakla önlenemez. Bu tip yöntemler çaresizlik yöntemleridir. Günümüzün şartlarında bir ülke, ülkesinin güvenliğini sınırlarında koruyarak yapamaz. Ülkenin güvenliği sınır ötesine müdahale yaparak koruyabilir. Amerika, İsrail ve Rusya buna örnektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, devletin birliğini bozmaya, parçalamaya, ortadan kaldırmaya, rejimini değiştirmeye çalışanlar ve bu konuda kurulan terör örgütlerini destekleyenler cezalandırıldıktan sonra af edilerek devlet yönetimimde görev aldığı görülmemiştir. Bu terörü yok etmek değil beslemektir. BDP’liler hiç çekinmeden özerkliklerini ve Diyarbakır’ı üs ilan ettiklerini söylüyorlar. Terörü kınamadıkları gibi, teröristlerin cenazelerine katılarak onlara açıkça destek veriyorlar. BDP’li belediyelerin PKK’ya ‘devrim vergisi’ adı altında yılda yaklaşık olarak 28 milyon lira aktarıldığı ve belediye başkanları makbuz karşılığı yarı maaşlarını da örgüte verdiği tespit edilmesine rağmen gerçek manada kanuni işlem yapılmaması terörü beslemektir. Buda onları ziyadesiyle cesaretlendirmiştir. Bu yetmezmiş gibi terörü besleyen ve teşvik eden BDP’liler meclise davet edilerek yemin etmeleri sağlanmıştır.
BDP’LİLER MECLİSE DAVET EDİLMİŞTİR
Dünyanın hiçbir ülkesinde, bebek katılı ve terörist başı olan o teröristi kimse yaşatmaz. Anında cezası verilerek ortadan kaldırılan terörist elebaşları vardır. Her gün televizyonlarda terör elebaşsısından bahsedilerek insanlarımızın duyguları yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bitlis'in Güroymak İlçesi'nde, polislerin içinde bulunduğu bir aracın geçişi sırasında teröristlerce yerleştirilen bombanın patlaması sonucu,  ilk belirlemeler göre 5 polis memuru ile biri 2 yaşında bir kız çocuğu olan 2 sivil vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 4 vatandaşımızın da yaralandığı, Hakkâri’nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerinde bölücü terör örgütü tarafından yapılan alçakça saldırılarda 24 askerimizin şehit olduğunu, 10'dan fazla askerimizin yaralanması, bütün bu olanlara rağmen BDP’ler hala utanmadan TÜRK Askerine seslenerek karşılıklı silah bırakılmasını isteyebilmek cesaretini nereden almaktadırlar.

Bu terörün önlenebilmesi için BDP’lerın milletvekilliği dokunulmazlıkları kaldırılarak meclisten atılmalı, BDP’li belediye başkanları görevden alınmalı, terör örgütünün gelir kaynakları kurutulmalıdır. Yeni Anayasa hazırlanırken kim olursa olsun teröre bulaşmış ı. ve ıı. dereceden akrabaları da dahil olmak üzere kamuda görev yapamaz maddesi konulmalıdır. Bölgede ki vatandaşlarımızın güvenliği için sıkıyönetim ilan edilmeli ve bölgeye özel harekât timleri yerleştirilmelidir. Çatıma öncesinde teröristlerin bölgeye bu kadar silahı ve teröristi nasıl ve nerede getirdiler. İstihbarat elemanlarımız bunları tespit edemediler. Yoksa istihbarat zaafı ve İsrail parmağımı var. Üç milyon İsrail devletinin bir asker için yaptıkları bize örnek olmalıdır. Buna rağmen biz büyük bir devletiz. Ama zamanında gerekenler yapılmadığı veya yapılamadığı için bunlar başımıza gelmektedir. Yeter artık deyip hiç kimsenin gözyaşına bakmadan yapılması gereken ne varsa bir an önce yapılmalıdır.  Şehit polislerimize, askerlerimize ve yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ölenlerin yakınlarına, Emniyet Teşkilatı, Türk silahlı kuvvetlerine ve Türk Milletine başsağlığı ve sabır; yaralılara da acil şifalar diliyorum. Ne Mutlu Türküm diyene…” 

 

 

*HABER TARİHLERİ: 20 EKİM 2011 PERŞEMBE

Bookmark and Share Arkadaşına Gönder Arkadaşına Gönder Yazdır  

 

 
POOLSOFT BİLİŞİM HİZMETLERİ Tüm hakları saklıdır ve tüm içeriğine ait lisans ve telif hakları T.C yasalarınca korunmaktadır. İzinsiz kopylanması veya yayınlanması yasaktır.